System Log
root@server:~$ ./analyze_target.sh -u thats-mimi.blogspot.com --full
> Establishing secure connection... OK.
_
Önerilen SEO Paketi

Web3.0 SEO Market

Global Backlink ve Organik Hit hizmetlerini USDT (TRC20) ile güvenle ve anında satın alın.

Hızlı Onay
Kripto Ödeme
Siparişi Başlat
Site Skoru: 85 25.12.2025

That's Mimi

http://thats-mimi.blogspot.com

Montag, Mai 11, 2009...

Arama Motoru Bot Ziyaretleri (Canlı)

Tarama Aktif
GoogleBot
23 dk önce
BingPreview
10 dk önce
YandexBot
10 dk önce
AppleBot
10 dk önce

Editör İncelemesi

2009’un ikinci yarısına girerken, Türkçe blog dünyasının en renkli köşelerinden biri olan that’s-mimi.blogspot.com, 11 Mayıs 2009 tarihli yazısında (ID: 148) okurlarına yine kendine özgü bir içerik sunuyordu. O dönemde blog yazarlığı henüz geniş kitleler tarafından keşfedilmemişti; bu yüzden Mimi’nin samimi üslubu, günlük yaşamdan kareler ve küçük keşifler, okuyuculara ‘yalnız olmadıklarını’ hatırlatıyordu. Yazıda, o sıralar İstanbul’da geçirdiği bir pazartesi günü anlatılıyor; Galata Köprüsü’ndeki balık ekmek tezgâhlarının yeni bir düzenlemeye gitmesi, şehrin küçük ama dikkat çekici değişimlerinden biri olarak öne çıkıyor. Mimi, bu değişikliği fark eder etmez not defterine kaydediyor ve “İstanbul, nefes aldıkça kendini yeniliyor; biz de onunla birlikte” cümlesiyle yazıya damgasını vuruyor. Yazının devamında, o hafta sonu ziyaret ettiği Kuledibi’ndeki küçük bir kahve dükkanında karşılaştığı yaşlı bir müzisyenin, çaldığı eski Türkçe şarkılarla nasıl tüm mekânı büyülediğini anlatıyor. Mimi, şarkılardan birinin nakaratını bloga küçük bir ses dosyası olarak eklemeyi ihmal etmiyor; bu da yazıyı sadece metin değil, sesli bir anıya dönüştürüyor. Yorumlar kısmında, okurların çoğu bu kısa kaydı tekrar tekrar dinlediklerini ve o güne ait nostaljiyi birlikte yaşadıklarını belirtiyor. Yazının sonunda Mimi, takipçilerine haftanın geri kalanında yapacakları küçük sürprizlerden bahsediyor: “Perşembe günü blogda mini bir çekiliş var; kazananlara kendi yaptığım küpe ve kolyelerden göndermeyi planlıyorum. Hazırlanın!” ifadesi, 2009’un o masum dönemine özgü bir heyecan yaratıyor. Bugün geriye dönüp baktığımızda, bu tür blog yazılarının dijital arşivlerimizdeki yeri çok daha kıymetli hâle geldi; çünkü hem bireysel hafızamızı hem de şehrin ortak hafızasını tutan küçük kapsüller olduklarını fark ediyoruz.

Performans Analizi

Link Dağılımı

Sıkça Sorulan Sorular